Yaz Gelende Çıkam Yayla Başına (Güllü Kızı)
Yaz Gelende Çıkam Yayla Başına (Güllü Kızı) Türküsü Hakkında Bilgiler:
Türkünün Dili: Türkçe
Türkünün Yöresi: Erzurum
Kaynak Kişi - Derleyen: Sebahattin Bulut, Remzi DANE, Raci ALKIR, Pantoş Eze (Teyze ) - Merdan Güven
Türkünün Hikayesi: Bu türkünün öyküsüne konu olan olay Erzurum yöresinde geçer. Vaktiyle Erzurum'un yakın kasabalarından Dumlu'da Güllü adında şirin bir kız varmış. Güllü şirin, hoş, narin bir kızmış ama babası bir o kadar aksi bir adammış. Adam aksiymiş aksi olmaya velakin bu aksi herif bir hayli de varlıklıymış hani. Bu aksi herif, muhitin hatırı sayılır, malı mülkü bol, giyinip kuşanmayı seven, biraz da şan şöhret düşkünü birisiymiş. Güllü kız daha 13-14 yaşlarına gelirgelmez beyin evine gelip gidenler çoğalmış. Yörenin delikanlıları analarını babalarını, sözü geçen yaşlıları zorlayıp Güllü'ye dünürcü gönderir olmuşlar. Gün geçmiyormuş ki beyin evine misafirler, yani dünürcüler gelip gitmesin... Gelgelelim Güllü kızın evinden tüm dünürcüler eli boş dönüyormuş. Güllü'nün babası, bakmış ki kızının taliplisi çok, "Ben kızımı öyle her önüme çıkan, rastgele insanlara vermem. Kızımın yaşı ağırlığınca başlık isterim. Kızım şu anda 14 yaşında kim 14 okka altını getirirse Güllü'yü ona vereceğim" diye tutturmuş. Tabii Güllü daha çok küçük olduğu için bütün bu olup bitenlere pek aldırmıyormuş. Fakat kazın ayağı öyle değil derler ya. Bir gün olmuş bu şirin Güllü kız, kapılarını aşındıran, her gün gelip gidenlerden birisine gönlünü kaptırmadan edememiş. Güllü kızın gönlünü düşürdüğü bu delikanlı her türlü tehlikeyi göze alabilecek yapıda, gözü pek, cesur mu cesur, yiğit mi yiğit birisiymiş; velhasıl tam bir Dadaşmış. Güllü kızın gönlünü işte bu yiğit çalmış. Oğlanla kız zamanla sık sık haberleşir olmuşlar. Delikanlı Güllü kıza gizlice çeşit çeşit hediyeler vermeyi, bazen de göndermeyi de hiç ihmal etmezmiş. Güllü'nün gidip geldiği yerlerde saatlerce bekler, onun bir gülüşü için ne sitemlere, ne imalı sözlere katlanırmış. Fakat Güllü'nün o huysuz ve aksi babasının istediği 14 okka altını bir araya getirmek ne mümkün. Bu kadar altını kimseler bulamamış zaten... Başlık parasını duyan herkes kabuğuna çekilip oturmuş. Güllü'ye âşık olan bu genç "Ben Güllü'süz yaşayamam. Güllü'nün başkalarına gelin gitmesi beni yaşarken öldürür. Onsuz yaşamak bana ar gelir." deyip başlık parası biriktirmek için gurbete gitmeye karar vermiş. Gurbete gidip kızın babasının istediği kadar başlık parasını biriktirecek ve Güllü'ye kavuşacak... Delikanlı urganını sırtına, baltasını da omzuna alıp Bingöl Dağları'na odunculuk yapmaya gitmiş... Gece dememiş, gündüz dememiş çalışmış kârlı, vahşi dağlarda. Ellerinin nasırları yarılmış; omuzları, ayakları nasır bağlamış ve nihayet 14 okka altını biriktirmiş. Hemen yükünü toplayıp Dumlu'ya dönmüş. Delikanlı sevinç içindeymiş. Çünkü Güllü'ye kavuşma zamanının çok yaklaştığını düşünmüş. Bu düşünce onu sevinçten göklere ulaştırıyormuş. Delikanlı Dumlu'ya geldiğinde altınları toplam 14 okka geliyor. Bu parayı annesine, babasına verip tekrar dünür göndermiş. Güllü kızın babası, yine aksiliğini ortaya koymuş. "Benim kızım şu anda 20 yaşında. Ben yaşı kadar altın istedim. Sizin getirdiğiniz 14 okka altın kızımı oğlunuza vermeye yetmez" deyip dünürcüleri geri göndermiş... Bunun üzerine Güllü'yle bir gece konuşan oğlan, kızın "Babamın istediğinin dışına çıkmam" demesinden sonra, şafakla birlikte atına atlayıp tekrar Bingöl Dağları'na para kazanmaya gider... Bu zamandan sonra Güllü kız da "Güllü Paşa Kız" diye anılır olmuş... Delikanlı yıllarca dağlarda odunculuk etmiş; epeyce para kazanmış ama son kışta yine bir gün dağdan odun indirirken tipiye tutulup ölmüş. Donmuş cesedini köylüler haftalar sonra bulmuşlar ve Dumlu'ya getirmişler. İşte o gün Dumlu'da bir figandır kopmuş. Yiğidin, anası, babası, bacısı, gardaşı ve onu seven, sevmeyen tüm köy halkı ve civar köylüler yaka yırtıp yaş dökmüş. Feryat figan ağlayanlardan birisi de Güllü Paşa kız imiş. Sevdiğinin ardı sıra figan edip ağlarken dilinden şu mısralar dökülüvermiş:
Türkünün Sözleri:
Yaz gelende çıkam yayla başına
Kurban olam toprağına, taşına
Zalım felek ağu kattı aşıma
Ağam nerden aşar yolu yaylanın (Bingöl'ün)
Hanım çıkmış soğuk pınar başına
Güneş vurmuş kemerinin kaşına
Henüz girmiş on üç on dört yaşına
Paşam nerden aşar yolu yaylanın
Göç göç oldu göçler yola dizildi
Sürmelenmiş ela gözler süzüldü
O zaman ki elim yardan üzüldü
Gülüm nerden aşar yolu yaylanın
Yaylanın kuzusu koçtan seçilmez
Suyu kardan soğuk olur içilmez
Anadan geçilir yardan geçilmez
Gülüm nerden aşar yolu yaylanın