Havada Bulut Yok Bu Ne Dumandır



Havada Bulut Yok Bu Ne Dumandır Türküsü Hakkında Bilgiler:

Türkünün Dili: Türkçe

Türkünün Yöresi: Elazığ-Muş

Derleyen: İshak SUNGUROĞLU

Yayımlayan: İshak SUNGUROĞLU

Türkünün Hikayesi: Hiç unutmam, Elazığ’ın I. Redif taburunun Yemen’e hareket gününü... Sene 1905 (1321 R.) mevsim yazdı. Ben o zaman 15-16 yaşlarındaydım. Babam bu taburun ağırlık kumandanıydı. Hazırlık için bir gün evvel Harput’tan beraberce Mezira’ya inmiştik. O gün, kışlanın önü ana baba günüydü. Kışlanın önündeki geniş saha, kadın, erkek, çoluk çocukla hınca hınç doluydu. Bu topluluk, başlarına gelecek akıbeti ve ebedi ayrılığı şimdiden hisseder gibi birbirlerine girmiş, hıçkırık, gözyaşı deryası içinde ve bir arı kovanı gibi yarı aç, yarı tok akşamdan sabaha kadar gözlerine uyku girmeden inledi durdu. Bu inilti bir kişinin değil, muazzam bir asker topluluğunun ve aynı zamanda yüzlerce ana baba, kardeş ve nişanlıların içten gelen ıstıraplarının aksiydi. Ben de bunların arasındaydım. Şafak atınca bir kaynaşmadır başladı; nihayet boru sesleri kütleyi ikiye ayırdı; hareket dakikalarında bir çığlık, bir vaveyladır koptu. Bu feryat, bir daha kavuşamamanın zehrini içlerine akıtır gibi, yanan, tutuşan zavallı kütlenin feryadıydı. Önde gidenler, Yemen yolcularıydı. Bunların arkasından ve yanlarından koşanlar ise analar, babalar, kardeşler, çocukları kucaklarında kadınlar ve taze yavuklulardı. Taburu adım adım şehirden uzaklara kadar takip ettiler. Bu gidiş nereye ve ne içindi. İçlerinde bu meçhul muammayı bilen yoktu, ancak bilinen bir şey varsa o da ebedi ayrılıktı. İşte Yemen türküsü bu yürek sızlatan sahnenin arkasından, bu zavallı kütlenin ıstırap ve heyecanının tercümanı olarak ortaya çıkmış ve bu güne kadar yaşamış, yıllarca da yaşayacaktır. Bu gün aradan elli altı yıl geçtiği halde gerek radyoda, gerekse hususi eğlencelerimizde söylenen Yemen türküsü, babamdan son defa olarak ayrıldığım dakikaları ve o geceyi bana hatırlatarak gayri ihtiyari beni için için ağlatır.

Türkünün Sözleri:

Havada bulut yok, bu ne dumandır?
Mahlede ölüm yok, bu ne şivandır?
Şu Yemen elleri ne de yamandır.

Kışlanın önünde redif sesi var,
Sorun, görün, çantasında nesi var
Bir çift kondurası, bir de fesi var.

Ano Yemen’dir, güllü çemendir,
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Ah burası Muş’tur, yolu yokuştur,
Giden gelmiyor, acep ne iştir.

Kışlanın önünde sıra söğütler
Yüzbaşı, Binbaşı asker öğütler
Yemen’e gidenler, babayiğitler.

Ano Yemen’dir, güllü çemendir,
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Ah burası Muş’tur, yolu yokuştur,
Giden gelmiyor, acep ne istir.

Kışlanın önünde bir sürü kazlar,
Yüreğim yanıyor, ciğerim sızlar,
Yemen’e gidene ağlıyor kızlar.

Ano Yemen’dir, güllü çemendir,
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Ah burası Muş’tur, yolu yokuştur,
Giden gelmiyor, acep ne iştir.

Havada bulut yok, bu ne dumandır?
Mahlede ölüm yok, bu ne şirandır?
Şu Yemen elleri ne de yamandır.

Ano Yemen’dir, güllü çemendir,
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Ah burası Muş’tur, yolu yokuştur,
Giden gelmiyor, acep ne iştir.

Kışlanın ardında üç ağaç incir
Kolumda kelepçe, boynumda zincir
Zincirin yerleri ne yaman sancır

Ano Yemen’dir, güllü çemendir,
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Ah burası Muş’tur, yolu yokuştur,
Giden gelmiyor, acep ne iştir.

Kışlanın ardını duman bağladı
Analar babalar kara bağladı
Yemen’e gidene herkes ağladı.


Türkü:

Copyright © 2023 Tüm hakları saklıdır.